Dünyanın En İleri Kopyalama Teknolojisi
Bütün
bir gün boyunca, siz hiç farkında olmadan, yaşamınızın sağlıklı olarak devam
etmesi için, hücrelerinizde olağanüstü bir titizlik ve sorumluluk anlayışı ile
sayısız işlem gerçekleşir. Bu işlemlerden biri de insanın gelişimini, dokularının
onarımını sağlayan hücre bölünmesidir. DNA'nın kopyalanabilme özelliği
sayesinde hücrelerin bölünerek çoğalması, yıpranan dokuların onarılması ve bu
esnada her yeni hücreye genetik bilginin aktarılması mümkün olur.
İnsan
vücudundaki hücrelerin çoğu bölünerek çoğalır. Her bölünme sırasında hücre
çekirdeğindeki DNA'nın kopyalanması işlemi, insanı hayrete düşürecek kadar
kusursuz bir organizasyon ve disiplin içinde gerçekleşir. İnsan vücudu daha tek
bir hücre iken ikiye bölünür ve bu bölünme 2-4-8-16-32... oranıyla çoğalarak
devam eder. Hücre bölünürken, yeni hücre için DNA'nın bir kopyasının alınması
gerekir. Nitekim DNA, hücrenin bölünmesinden kısa bir süre önce, kendisinin bir
kopyasını çıkarır ve bunu yeni hücreye aktarır.
Hücrenin
bölünmesi ile ilgili yapılan gözlemlere göre hücre, bölünmeden önce belirli bir
büyüklüğe ulaşmak zorundadır. Bu belirli büyüklük sınırını aştığı anda ise,
bölünme süreci programlanmış bir şekilde başlar. Hücrenin şekli bölünmeye uygun
olarak yayvanlaşmaya başlarken, DNA da kendini kopyalar.
Bunun
anlamı şudur: Hücre bir bütün olarak bölünmeye "karar vermekte" ve
hücrenin içindeki farklı parçalar bu bölünme kararına uygun olarak davranmaya
başlamaktadırlar. Hücrenin böylesine kollektif bir işi başaracak yeteneğe kendi
başına sahip olmadığı açıktır. Bölünme işlemi, Allah'ın emri ile başlar ve başta
DNA olmak üzere hücrenin tüm parçaları buna göre hareket eder.
İçinde
3 milyar harflik bir bilgi bankası bulunan DNA molekülü, helezon şeklinde bir
merdivene benzer. Kopyalama işlemi başladığında ilk olarak "DNA
helikaz" adındaki enzim olay yerine gelir ve DNA'nın helezon şeklini bir
fermuar gibi açmaya başlar. Bunun sonucunda DNA'nın heliks şeklinde birbirine
dolanmış olan kolları ayrılır. "DNA helikaz" her zaman tam vaktinde
görev başındadır ve görevini kusursuzca, şaşırmadan ve DNA'ya hiçbir zarar
vermeden yerine getirir.
1. Kopyalama çatalı | 5. Okazaki parçacıkları yapılıyor |
A) Helikazlar DNA sarmalını çözerler. | |
DNA kopyalanmasındaki tüm elemanlar, Allah'ın emri ile hareket etmekte, Allah'ın kendilerine verdiği yetenek ile, böylesine kusursuz ve insan yaşamı için hayati bir işlemi gerçekleştirebilmektedirler. |
DNA
molekülü, artık iki şerit halinde bölünmüştür. Şimdi sıra "DNA
polimeraz" enzimindedir. Bu enzimin görevi, DNA'nın ikiye ayrılan kollarını,
yeni bir şeritle tamamlamaktır. Bunun için DNA'nın her bir şeridini oluşturan
her bilginin karşısına, uygun olan bilgiyi bulup getirir. Bu son derece olağanüstü
bir durumdur. Atomlardan oluşmuş, şuur ve akıldan yoksun bir enzim, DNA'nın yarım
kolunu tamamlamak için gereken bilgileri tespit edebilmekte, onları hücre
içindeki ilgili yerlerden temin ederek yerlerine yerleştirmektedir. Bu işlem sırasında en küçük bir hata dahi yapmamakta, 3 milyar
harfi en doğru şekilde tek tek tespit ederek tamamlamaktadır. Bu esnada başka
bir polimeraz enzimi de, DNA'nın diğer yarısını benzer şekilde tamamlamaktadır.
Bütün bunlar olup biterken, DNA sarmalının ayrılan iki parçasının birbirine
tekrar dolanmaması için "heliks sabitleyen enzimler" DNA'yı
uçlarından sabit tutarlar.
Böylece
her iki DNA şeridinin eksik olan yarıları ortamda hazır bulunan malzemelerle
tamamlanır ve iki yeni DNA molekülü üretilmiş olur. Operasyonun her kademesinde
enzim denilen ve adeta gelişmiş robotlar gibi çalışan uzman proteinler görev
yapar. Özellikle bu safhalar sırasında gerçekleşen pek çok kompleks ara işlemler
vardır ki, bunlar ayrıca bir kitap konusu olacak kadar geniştir.
1. Adenin | 5. Inşa Edilen Yeni Şerit |
Hücrenin şekli bölünmeye uygun olarak yayvanlaşmaya başlarken, DNA da kendini kopyalar. Hücre bir bütün olarak bölünmeye "karar verir". Hücrenin içindeki tüm parçalar, bu bölünme kararına uygun olarak hareket eder. Hücrenin böylesine kollektif bir işi başaracak yeteneğe, kendi başına sahip olmadığı açıktır. Bölünme, kopyalama işlemlerinin her aşaması, herşeye hakim olan Yüce Allah'ın emri ile başlar ve gerçekleşir. (sağda) |
Kopyalama
sırasında ortaya çıkan yeni DNA molekülleri, denetleyici enzimler tarafından
defalarca kontrol edilir. Yapılmış bir hata varsa -ki bu hatalar son derece
hayati olabilir- derhal tespit edilir ve düzeltilir. Hatalı şifre kopartılıp
yerine doğrusu getirilir ve monte edilir.
DNA'nın
yapısını keşfeden bilim adamları James Watson ve Francis Crick, 1950'li yıllarda
"Mükemmel Biyolojik İlke" olarak ortaya attıkları kopyalama sürecini
çok basite indirgemişlerdi. Halbuki bugün bilinmektedir ki, DNA'nın kendini
kopyalaması bilim adamlarını hayranlık içinde bırakan bir komplekslik taşımaktadır.
DNA'nın en küçük şeridinin kopyalanması için dahi yirmi ayrı protein ve enzim
mutlaka mevcut olmalıdır.88 Prof. Werner Gitt
kopyalamadaki kusursuzluğu şöyle dile getirmektedir:
DNA
öyle bir yapıya sahiptir ki, hücre her ikiye bölündüğünde DNA da kendini
kopyalar. Bölünen hücrelerin her ikisi de, bölünme ve kopyalama işleminden
sonra kesinlikle aynı genetik bilgiye sahiptir. Bu kopyalama kusursuzdur.89
DNA'nın kopyalanabilme özelliği sayesinde hücrelerin bölünerek çoğalması, yıpranan dokuların onarılması ve bu esnada her yeni hücreye genetik bilginin aktarılması mümkün olur. |
DNA
kopyalamasındaki en mucizevi yönlerden biri de, tüm bu anlatılanları yerine
getirenlerin, atomlardan oluşan moleküller olmasıdır. Şuursuz atomların birleşiminden
oluşan enzimler, DNA sarmalının eksik bölümlerini tespit eder, eksikleri ilgili
yerlerden temin eder ve en uygun yerlere ekleyerek mucizevi faaliyetler
gerçekleştirirler. Şuursuz, akıl ve bilgi sahibi olmayan küçücük yapıların bu
kadar kompleks, bilgi, bilinç ve akıl gerektiren işlemleri kusursuzca yerine
getirmeleri, Allah'ın yaratmasındaki benzersizliği sergilemektedir. Tüm bu
elemanlar Allah'ın emri ile hareket etmekte, Allah'ın kendilerine verdiği
yetenek ile, böylesine kusursuz ve insan yaşamı için hayati bir işlemi gerçekleştirebilmektedirler.
Allah Kuran'da insanın yaratılışındaki düzeni şöyle bildirmektedir:
İnsan,
'kendi başına ve sorumsuz' bırakılacağını mı sanıyor? Kendisi, akıtılan meniden
bir damla su değil miydi? Sonra bir alak (embriyo) oldu, derken (Allah, onu)
yarattı ve bir 'düzen içinde biçim verdi.' Böylece ondan, erkek ve dişi olmak
üzere çift kıldı. (Kıyamet Suresi, 36-39)
Kopyalamadaki
Benzersiz Hız
DNA
kopyalanması esnasındaki bütün bu işlemler öylesine şaşırtıcı bir hızla yapılır
ki, dakikada 3.000 basamak nükleotid üretilir, saniyede ise 50 baz çifti
kopyalanır.90 Bu esnada tüm basamaklar, görevli
enzimler tarafından defalarca kontrol edilir ve gereken düzeltmeler yapılır.
DNA'nın
çoğaltılması işleminin ne kadar büyük bir hızda gerçekleştiğini daha iyi
anlamak için, şu bilgiler daha da açıklayıcı olacaktır: Bir hücre bölünmesi 20
ila 80 dakika arasında sürer ve bu esnada DNA'daki bilginin de kopyalanarak çoğaltılması
gerekir. Yani DNA'daki 3 milyar bilgi, 20 ila 80 dakika arasındaki bir sürede
hiçbir hata, unutma veya eksiklik olmadan kopyalanabilmelidir. Bu, bir
kütüphane dolusu bilginin veya 1.000 kitabın veya bir milyon sayfalık yazının
bu kadar kısa sürede, hiç hata ve eksiklik olmadan çoğaltılması kadar mucizevi
bir olaydır. Üstelik bu işlemi gerçekleştirenler teknolojik aletler, üstün
nitelikli fotokopi makineleri değil, bazı atomların birbirine eklenmesiyle oluşan
enzimlerdir.
Büyük
bir hızla üretilen yeni DNA molekülünde, dış etkiler sonucunda, normal şartlara
göre daha fazla hata yapılabilir. Bu sefer hücredeki ribozomlar, DNA'dan gelen
emir doğrultusunda DNA onarım enzimleri üretmeye başlarlar. Böylece DNA kendi
kendini koruma altına almış olur.
Hücreler
de insanlar gibi doğar, çoğalır ve ölürler. Ancak hücrelerin ömrü meydana
getirdikleri insanın ömründen çok daha kısadır. Örneğin altı ay önce bedeninizi
oluşturan hücrelerin bugün büyük bir çoğunluğu hayatta değildir. Fakat zamanında
bölünerek yerlerine yenilerini bıraktıkları için, siz şu anda hayatta
kalabilmektesiniz. Bu yüzden hücrelerin çoğalması, DNA'nın kopyalanması gibi
olaylar, insanın varlığını sürdürmesi açısından en ufak bir hataya yer
verilmemesi gereken hayati işlemlerdir.
Buradaki
şaşırtıcı bir yön de, DNA'nın hem üretimini sağlayan hem de yapısını denetleyen
bu enzimlerin, yine DNA'da kayıtlı olan bilgilere göre, DNA'nın emir ve
kontrolünde üretilmiş proteinler olmalarıdır. Ortada iç içe geçmiş öyle muhteşem
bir sistem vardır ki, böyle bir sistemin kademe kademe oluşan tesadüflerle bu
hale gelmesi, hiçbir şekilde mümkün değildir. Çünkü enzimin olması için DNA'nın
olması, DNA'nın olması için de enzimin olması, her ikisinin olması içinse,
hücrenin de bütün organelleri ile eksiksiz var olması gerekir.
Buraya
kadar özetlenen bilgilerde de görüldüğü gibi, vücudunuzdaki bütün elemanlar
görevlerini eksiksiz olarak ve başarıyla yerine getirirler. Allah en büyüğünden
en küçüğüne kadar sayısız atomu ve molekülü, yaşamımızı sağlıklı bir biçimde
sürdürmemiz için hizmetimize vermiştir. Allah bir ayette şöyle bildirir:
… Şüphesiz
Allah, insanlara karşı (sınırsız) bir fazl sahibidir. Ancak insanların çoğu şükretmiyorlar."
(Mümin Suresi, 61)
Her
hücre bölündüğünde DNA'nın bir kopyasının alınması gerektiğini düşünen, DNA'nın
en hızlı ve en kusursuz şekilde kopyalanması işlemini yürüten, hatalı işlemlerin
derhal düzeltilmesi için müthiş bir organizasyon yapan güç, akıl, irade ve ilim
kime aittir? Böylesine kompleks ve kusursuz bir düzenin tesadüfen geliştiğini
söylemek kesinlikle akıl ve mantık dışıdır. Evrendeki tüm atomları ve gerekli
tüm koşulları biraraya getirseniz, DNA'nın kopyalanmasını gerçekleştiren
sistemi tesadüfen oluşturamazsınız. Çok açıktır ki, bu kadar kusursuz bir
sistemi yaratan ve milyonlarca senedir yaratmaya devam eden, sonsuz ilim, akıl
ve güç sahibi olan Allah'tır. Bu gerçek bir Kuran ayetinde şöyle bildirilir:
Göklerde
ve yerde ne varsa tümü Allah'ındır. Allah, herşeyi kuşatandır. (Nisa Suresi,
126)
Kopyalama
Hatalarının Düzeltilmesi
Bir
hücre bölündüğünde, kromozomlar kendilerini kopyalarken kimi zaman hatalar
ortaya çıkar. Genetik bilgideki hataların sonraki nesillerde birikerek çoğalmasını
önlemek için, her canlıda, bu hataların büyük çoğunluğunu tespit edip düzelten
bir mekanizma vardır. Eğer bu mekanizma olmasaydı, canlıların genetik yapısı
bozulacak ve nesillerinin tükenmesi söz konusu olacaktı.
Söz
konusu hataları azaltmak için, hücre aynı zamanda düzeltmen olarak da görev
yapar. Fakat bu düzeltme sonrasında da bir iki hata kalabilir. Bu hatalar
tolere edilebilecek seviyededir. Hücredeki bu kontrol mekanizması sayesinde,
kopyalama sırasında bir milyarda bir ile yüz milyarda bir arasında çok düşük
bir hata oranı yakalanmış olur. Yüz milyarda bir hata, 50 milyon sayfa dizgide
yapılan tek bir hataya benzetilebilir. 50 milyon sayfa ise ancak 100
profesyonel dizgici tarafından hayat boyu hiç durmaksızın yazıldığında
tamamlanabilecek bir miktardır.91 Nükleer fizikçi Gerald L.
Schroeder hücrenin içinde kalite kontrol sistemi ile sergilenen akla şöyle
dikkat çekmektedir:
Bu
sistemdeki akıl çok ustacadır. Ben sadece bir proteinin, bir heliksi açmayı nasıl
öğrendiğinden ya da DNA polimerazın nasıl oluştuğundan, ya da devreye girmesi
gerektiğini nasıl bildiğinden ve doğru bazı bulup ona nasıl bağlandığından
bahsetmiyorum. Bunlarda bir sihirbazlık gösterisini andıran ve izah edilmeyi
bekleyen olağanüstü şeyler vardır. Ama benim "çok akıllıca" derken asıl
kastettiğim şey şu: Her yeni kopyalanan şerit, kopyalanmış olduğu şeride sarmal
olarak bağlanır ve bu sayede kalite kontrolden sorumlu olan proteinler, yeni
kopyalanan şeridi, ebeveynden gelenle direkt karşılaştırarak kontrol etme olanağına
sahip olurlar. Çok zekice! Eğer yeni oluşan iki şerit birbirlerine bağlansalardı
ve iki ebeveyn şerit de orijinal duruşlarına geri dönselerdi, yapılan kalite
kontrol sistemi çok daha zor ve çok daha
verimsiz olurdu.92
Açıkça görülmektedir ki, DNA'da ve DNA talimatları ile çalışan tüm sistemlerde hiçbir tesadüfi süreçle açıklanmayacak şaşırtıcı derecede akılcı, tedbirli olaylar gerçekleşmektedir. Bunların bir düzen içinde programlanması ise, ancak herşeyin bilgisine sahip, herşeye hakim bir Yaratıcı'nın varlığı ile açıklanabilir. Bu Yaratıcı rahmetiyle bize hayat veren, ilmiyle her yeri sarıp kuşatan Yüce Allah'tır.
1. Hasar onayı için, özel bir protein DNA'yı inceler. |
DNA onarımı esnasında, birçok protein görev alır. Bunların her biri olağanüstü bir iş birliği, kusursuz bir uyum ile hareket eder. |
Hayati
Göreve Sahip DNA Enzimleri
Enzimler
bir reaksiyona etki ettiklerinde, bir topu yokuştan aşağı yuvarlamakla, yokuş
yukarı yuvarlamak arasındaki farka benzer bir etki oluşur. Enzimler
biyokimyasal reaksiyonları bin kat kadar hızlandırabilirler.93 İnsan
hücresinin içinde 3.500'den fazla enzim bulunmaktadır. Bunlardan bir veya
birkaç tanesinin eksik olması durumunda ise, hücre içi faaliyetler tamamen
birbirine karışabilir. Bunun sonucu da, hücrenin parçalanıp bozulması, diğer
bir ifadeyle canlılığın sona ermesidir. (Detaylı bilgi için bkz. Harun Yahya, Hayat
Boyu Çalışan Mucize Makine: Enzim)
DNA
enzimlerinin en önemli görevlerinden biri, DNA molekülünün kopyalanmasına yardımcı
olmaktır. Bir enzim molekülünü diğer protein moleküllerinden ayıran tek fark,
sahip olduğu üç boyutlu şekildir. Eğer enzimler kendi özelliklerini belirleyen
bu özel üç boyutlu şekle sahip olmasalardı, hücre içi işlemler, beyinden çeşitli
organlara iletilen bilgiler ve hücre içi denetimler olmayacak, böylece
hücreleri yaşatmak için gerekli pek çok işlem yapılamayacaktı. Öyle ki, DNA'nın
kopyalanması sırasında, hataları düzelten enzimin olmaması dahi, ilgili genin işlevini
yitirmesine veya hatalı üretim yaparak kanser başlatmasına neden olabilir.
DNA
kopyalanmasında görev alan enzimler
* DNA heliksini
fermuar gibi açan: DNA helikaz
DNA helikaz |
Daha
önce de belirttiğimiz gibi kopyalama işlemi başladığında, ilk olarak "DNA
helikaz" isimli enzim olay yerine gelir ve DNA sarmalını bir fermuar gibi
açmaya başlar. Bunun sonucunda DNA'nın heliks biçiminde birbirine dolanmış
kolları ayrılır. DNA helikaz her saniye 1.000 nükleotid çiftini açabilme yeteneğine
sahiptir.
DNA'nın
kolları ayrılırken, kolların birbirlerine dolanmalarını engellemek için
"heliks sabitleyici enzimler" de her iki kolu sabit tutarlar.
DNA
helikaz, fermuarı açarken bir noktada aniden durur. Durulan noktalar, gerekli
olan bilginin sınırlarıdır. Enzimler, bilginin nerede başlayıp nerede bittiğini
bilirmiş gibi büyük bir ustalıkla hareket ederler.
* Yeni DNA şeritleri
üreten: DNA polimeraz
DNA polimeraz |
Sıra
"DNA polimeraz" enzimindedir. Bu enzimin görevi ise, yine önceki
sayfalarda gördüğümüz gibi, DNA'nın ikiye ayrılan kollarını, ikinci bir kol ile
tamamlamaktır. Bunun için DNA'nın bir kolunu oluşturan, her bilginin karşısına
uygun olan bilgiyi bulup getirir.
DNA
polimeraz, yeni şeritleri kusursuzca tamamlayacak biçimde üretir. Eski şeritteki
sitozin, her zaman yeni şeritte guanin ile eşleşir. Adenin de her zaman timin
ile ve timin de adenin ile eşleşir. Ancak olağanüstü bir hızla gerçekleşen bu eşleşme
sırasında bazen birkaç hata olur. Örneğin DNA polimeraz, adenin karşısına bir
noktada timin değil de, guanin yerleştirir. Bu tür yanlışlıklar kimi zaman
hayati derecede tehlikelidir. Örneğin hemoglobinin yapısındaki altıncı amino
asit, eğer "valin" denilen bir başka amino asit olarak değiştirilirse,
proteinde ip gibi lifler oluşacak ve alyuvarların dolaşımına engel olup,
"orak hücre anemisi" denilen hastalığa yol açacaktır.94
Bazların
eşleşme sırasındaki kimyasal seçiciliği öylesine güçlüdür ki, yalnız 100.000
bazda bir hataya izin verilir. Bunun da ötesinde DNA polimeraz, hatalara karşı
çok duyarlıdır. Eğer yanlış bir baz eşleşmesi gerçekleşirse, hemen yok edilir
ve yerine doğru baz yerleştirilir. DNA polimeraz işini bitirdikten sonra da,
ayrı bir tamir enzimi, yeni oluşan DNA şeritinde hata kalıp kalmadığını
denetler.
* Hatalara karşı aşırı
hassas: DNA Nükleaz
Bu
enzim adeta bir redaktör (yazı düzelten kişi) gibi DNA'daki hatayı tespit eder
ve hatalı harfi yerinden çıkartır. Ancak bunun sonucunda DNA sarmalında bir boşluk
oluşur. Bu sorunla da bir başka enzim ilgilenir.
* DNA'daki
kopuklukları tamir eden: DNA Ligaz
DNA
nükleaz, tespit ettiği hatalı kısmı koparttığında, DNA sarmalında oluşan boşluk
"DNA ligaz" adı verilen enzim tarafından tamir edilir. En son aşamada
elde edilen kusursuzluk sayesinde milyar nükleotidde yalnız bir hataya izin
verilir. Bu hata oranı bilgisayarların denetimindeki herhangi bir bilgi
sisteminden kat kat daha üstündür. Milyarda bir hata, binlerce kitabı
kopyalarken yalnızca tek bir hata yapmak anlamına gelir.95 Bu
oran da, gözle görülmeyen bir boyutta ne kadar olağanüstü bir denetim mekanizması
olduğunu bizlere gösterir.
* DNA'nın düğüm
olmadan çözülmesini sağlayan: Topoizomeraz
DNA
şeritleri, uzunluklarından binlerce kez küçük alanlarda paketlenmişlerdir. DNA
bu küçük alan içerisinde hareket ederken, bu şeklinden dolayı birçok sorunla
karşılaşır. Örneğin DNA sarmalı, üzerindeki bilgilerin okunması için açılırken,
aşağıda kalan bölgeler giderek daha fazla sıkılaşır ve oluşan bu basıncın
serbest bırakılması gerekir. Bu tıpkı bir ipi oluşturan lifleri tek tek çekmeye
benzer. Böyle bir durumda ipin alt kısmında hemen karışıklık oluşur. Hücre
bölünürken de, işte bu problemin çok daha büyüğü oluşur. Hücre bölünmeden hemen
önce, çekirdekte DNA'nın 46 şeridinden iki kopya bulunur. Her bir şeridin önce
çözülmesi, sonra ayrılarak yavru hücrelere gitmeleri gerekir96.
Topoizomeraz
denilen DNA enzimleri, hücre için dev boyutlardaki bu sorunun üstesinden
gelirler. Bir topoizomeraz, DNA sarmalının bir şeridini ayırarak DNA'nın
çözülmesini ve gevşemesini sağlar. Böylece aşırı sıkı dolanmaktan kaynaklanan
basınç gevşetilmiş olur. Bu şerit daha sonra tekrar birleştirilir ve çifte
sarmal eski haline getirilir. Bu işlemlerin her biri çok büyük hassasiyet
gerektirir. Allah'ın rahmetiyle tüm bu sistemler bizim haberimiz olmadan,
görevlerini kusursuzca yerine getirirler ve DNA şeritlerinde saklı duran
genetik bilgiyi korurlar.
DNA
ve Enzimlerin Kusursuz İşbirliği
Bu
işlemler insan bedenindeki 100 trilyon hücrenin her birinde, her gün ortalama
20.000 kez gerçekleşmektedir.97 Her enzim, ne zaman nerede
bulunması gerektiğini, hangi aşamada müdahale etmesi gerektiğini bilmektedir.
Her enzimin sırası bellidir. Her biri aralarındaki iş bölümüne, kusursuz bir
koordinasyon içinde uyarlar. Bu sistemde en küçük bir kopukluk, eksiklik,
erteleme olmaz. Aksi takdirde DNA işe yaramaz bir molekül yığını haline gelecek
ve vücutta ciddi hasarlara yol açabilecektir.
1. Topoizomeraz |
DNA
enzimleri, evrimcilerin tesadüfen ve aşamalarla oluşum iddialarını, tamamen
ortadan kaldıran yaratılış örneklerinden biridir. Çünkü DNA'nın kopyalanabilmek
için bu enzimlere ihtiyacı vardır. Ancak söz konusu enzimleri oluşturan
bilgiler de DNA'da saklıdır. Dolayısıyla enzimlerin meydana gelmeleri için
DNA'nın, DNA'nın varlığını sürdürebilmesi için de enzimlerin varlığı şarttır.
Henüz herhangi birinin oluşumunu açıklayamamış olan evrim teorisi için, iki
kompleks yapının aynı anda ortaya çıkması şartı çok daha büyük bir problemdir.
1. Şeker | 6. DNA polimeraz |
DNA'nın hem üretimini sağlayan hem de yapısını denetleyen enzimler, DNA'da kayıtlı olan bilgilere göre, DNA'nın emir ve kontrolünde üretilmiş proteinlerdir. Ortada iç içe geçmiş öyle muhteşem bir sistem vardır ki, böyle bir sistemin kademe kademe tesadüf eseri meydana gelmesi, hiçbir şekilde mümkün değildir. Çünkü enzimin olması için DNA'nın olması, DNA'nın olması için de enzimin olması gerekir. |
Evrimcilerin
içine düştükleri bu çaresizlik, evrimci bilim adamları Fred Hoyle ve Chandra
Wickramansinghe tarafından şöyle itiraf edilmektedir:
…
Hayat tesadüfi bir başlangıca sahip olamaz. Evrende var olan bütün maymunları
birer daktilonun başına oturtsanız ve bu maymunlar rastgele daktilonun tuşlarına
bassalar, bu maymunlardan birisinin bile Shakespeare'in bir çalışmasını oluşturmaları
kesinlikle imkansızdır. Hatta pratikte yanlış denemelerin konması için gereken
çöp kutularının yetmemesi sebebinden dolayı da bu imkansızdır. Aynısı canlı
maddeler için de doğrudur. Hayatın cansız maddeden kendi kendine oluşma olasılığı
için, 1 sayısının yanına 40.000 sıfır koyun. İşte hayatın cansız maddeden kendi
kendine oluşma olasılığı bu sayıda bir ihtimaldir… Eğer insan, sosyal inançlarından
dolayı veya "Bilimin evrime inanması gerekir." şeklindeki eğiliminden
dolayı ön yargılı hale gelmemişse, bu basit hesap Darwin'i ve tüm teoriyi
gömmek için yeterli derecede olanaksız bir sayıdır. Ne bu gezegende ne de
bir başkasında, hiçbir ilkel çorba yoktu ve hayatın başlangıcı rastgele olmadığına
göre, o zaman belli bir amaca yönelik bir aklın ürünüdür.98
Böylesine
zor işleri yapan enzimler bilinç, akıl sahibi varlıklar değildir. Öyleyse karar
alma, bunları uygulama, öngörü sahibi olma, karışıklıkları engelleme, kusursuz
bir düzen için tedbirler alma, hata tespiti yapma, hataları düzeltme, onarma
gibi bilinç ve akıl gerektiren fiilleri, bu şuursuz atom yığınları nasıl
gerçekleştirmektedirler? Evrimcilerin ardına sığındıkları "tesadüf"
kavramı, böylesine kompleks bir mekanizma karşısında tüm anlamını yitirir.
Dolayısıyla, kör tesadüfler canlılığın kökeni ile ilgili kesinlikle bilimsel
bir cevap niteliği taşımazlar. Akıl ve vicdan sahibi herkes, kör ve şuursuz
tesadüflerin eseri olarak böylesine bilinçli, planlı işlemlerin birbiri ardınca
gerçekleşemeyeceğini, kusursuzluk içinde yapılamayacağını kabul eder. Kuran'da,
Allah'ın varlığını inkar edenlerin gerçekler karşısındaki dirençleri şöyle
bildirilmektedir:
Onlar:
"Bizi büyülemek için mucize (ayet) olarak her ne getirirsen getir, yine de
biz sana inanacak değiliz" dediler. (Araf Suresi, 132)
Açık
bir gerçektir ki, bu sistemin tüm unsurları ile eksiksiz bir biçimde bir anda
"oluşmuş" olması gerekmektedir. Bunun anlamı da yaratılmış olmasıdır.
İnsanların kavramakta, okurken bile takip etmekte zorluk çektiği bu işlemler,
Allah'ın dilemesiyle, şuursuz atomların her an kolaylıkla ve başarıyla yerine
getirdiği görevlerdir. Allah Kuran'da şöyle buyurur:
Çünkü
O, ilkin var eden, (sonra dirilterek) döndürecek olandır. O, çok bağışlayandır,
çok sevendir. Arşın sahibidir; Mecid (pek Yüce)dir. Her dilediğini yapıp-gerçekleştirendir.
(Buruc Suresi, 13-16)
Yorumlar
Yorum Gönder