Canlılığın Bilgi Kaynağı DNA
Tüm canlıların temel genetik maddesi olan DNA, detaylarına ileriki bölümlerde değineceğimiz kıvrılmış merdivene benzer bir yapıya sahip, çok uzun bir moleküldür. Tüm canlılarda -insanlar, çiçekler, kuşlar, sinekler hatta bakterilerde- DNA bulunmaktadır. DNA, canlı hücresinin özellikleri ve düzgün çalışması ile ilgili gerekli tüm bilgilere sahiptir. Ayrıca canlının nasıl görüneceği, nasıl bir yapıya sahip olacağı, nasıl büyüyeceği, organlarının nasıl çalışacağı hakkında her türlü detay bilgi, DNA'da önceden belirlenmiş olarak bulunmaktadır. Örneğin bir insanın DNA'sı kişinin boyu, göz rengi ve vücut yapısına dair her türlü detayı, vücudun hangi tehlikeler karşısında nasıl bir savunma izleyeceği, hücrenin yapı taşları olan proteinleri nasıl üreteceği gibi bilgileri içerir. Bir gülün DNA'sı da gülün kokusu, rengi, dikenlerinin yapısı, yapraklarının şekli, gövdesinin kalınlığı hakkındaki milyonlarca detaylı bilgiyi şifreli bir şekilde saklar. DNA molekülleri bir nevi, her canlının nasıl inşa edileceğini ve nasıl işlev göreceğini belirleyen kapsamlı planlar, projelerdir.
İnsan
kendisinden çok daha fazla akıl sergileyen bu molekülü hücrelerinin her birinde
taşımaktadır. Örneğin şu an bu satırları okuyan gözlerinizdeki her hücrenin
içinde, DNA zinciri paketlenmiş olarak bulunmaktadır. Kitabın sayfalarını
çeviren parmaklarınızdaki her hücrede, kalp hücrelerinizde, kemik
hücrelerinizde kısacası vücudunuzu oluşturan her hücrede DNA molekülü
mevcuttur. Üstelik insanın varlığını sürdürmesi için her an görev başındadırlar.
Bilgi teorisyeni Prof. Dr. Werner Gitt DNA'daki bilgi kapsamının olağanüstülüğünü
şöyle dile getirmektedir:
Protein
şifreleyen bölümlerinin yanı sıra, DNA aynı zamanda sayısız miktarda yapısal ve
işlevsel bilgiler içerir. Saklı olan bilgi, mitokondri ve ribozom gibi küçük
organellerin inşası için gerekli olduğu kadar, büyük organların (örneğin kalp,
böbrekler, beyin gibi) ve canlının tüm bedeninin inşası için de gerekli şifreleri
içerir. Şimdiye dek hiç kimse inanılmaz derecede kompleks olan bu sistemi deşifre
edememiştir.12
1- Kas sistemi, Bu sistemlerin tüm detayları DNA'daki genetik bilgide kayıtlıdır. |
Prof.
Gitt'in de dikkat çektiği gibi, DNA'daki bilgilerin etki alanı son derece geniştir.
DNA sadece fiziksel özellikleri belirlemez; aynı zamanda hem hücre hem de
organlar ve sistemler çapında binlerce farklı olayı planlar. Allah'ın DNA'da
sakladığı bilgiler sayesinde vücudumuzda gerçekleşen olaylardan çok az bir kısmı,
genel hatlarıyla şöyledir:
*Kemikler
tam olmaları gereken yerde, şekilde ve büyüklükte gelişirler; kafatası,
kaburgalar, uyluk kemiği, omurlar hepsi belli bir amaca yönelik fonksiyona,
özel bir şekle ve kalınlığa sahiptir. Örneğin omurlar, içlerinden hayati öneme
sahip omuriliğin geçebileceği ideal şekle sahiptir. Aynı şekilde kafatası beyni,
kaburgalar akciğer ve kalbi korumak üzere özel olarak biçimlendirilmişlerdir.
Bunların her birinin dengeli olarak gelişmesi de, yine DNA'da kayıtlı planın
bir parçasıdır.
*İnsan
bedeninde 206 birbirinden ayrı kemik parçası bir bütün olarak hareket edecek şekilde
birbirlerine kaslarla bağlanır. Bu kasların merdiven inip çıkabilmeyi, koşmayı,
eğilip kalkmayı sağlayacak esnekliği ve hareket kabiliyeti de DNA'da kayıtlıdır.
Allah'ın DNA'da belirlediği bilgiler sayesinde, kaslar isteklerimiz doğrultusunda
hareket eder. Böylece insan su bardağını tutabilir, kitabın sayfalarını
çevirebilir, koltukta düşmeden oturabilir ya da kilolarca ağırlıktaki paketleri
taşıyabilecek güce sahip olabilir.
İnsan vücudunun esnekliğini mümkün kıla, eklemlerin yapısı da, DNA’da kodludur. |
*Kemiklerin
arasında sürtünmeyi engelleyen kıkırdaklar da, şekil, yapı ve konumları açısından
çok özel dokulardır. Örneğin dizlerdeki kıkırdaklar tampon görevi görerek,
onlarca kilo ağırlığındaki vücut ağırlığının hissetmeden taşınmasını sağlarlar.
Bunların ayrıntılı planı da DNA'da kayıtlı bilgilerdir.
*Yaklaşık
100.000 km uzunluğunda, içinde hayati bir sıvı olan kanı taşıyan damarlar,
vücuttaki her noktaya ulaşarak, tüm dokuların kanla beslenmesini sağlarlar.
Damarlar hücrelere her zaman temiz kan ve oksijen taşırken, bir yandan da
kirlenen kanı toplarlar. Kalbin özel pompalama sistemi ile ortaklaşa çalışan ve
bir kısmı saç telinden ince olan damarlar, göz kapağından parmak ucuna,
beyinden böbreklere kısacası vücudun her köşesine kanı ulaştırırlar.
*Sinirlerin
adeta bir ağ gibi vücudu kaplamasını, vücudun sinirler aracılığıyla algıladığı
değişikliklere hızla tepki vermesini ve farklı kısımlarının tek bir beden
olarak çalışmasını sağlarlar.
*Vücuttaki
yaklaşık 200 farklı tipteki hücrenin hepsi, temelde aynı mekanizmalara sahip
olmasına rağmen, çok çeşitli faaliyetleri vardır. Örneğin bir karaciğer hücresi
milisaniyeler (saniyenin binde biri) içinde 500 farklı kimyasal işlem gerçekleştirirken,
bir kalp hücresi ömür boyu elektrik üretebilmektedir.
*İnsanın
bulunduğu yerden kalkıp yürümesi, ayakta durması, nefes alması, gözlerini açıp
kapaması, kısacası hayatta olması için gereken enerjinin üretimi de hücrede kayıtlı
planın bir parçasıdır. Hücrelerin her biri yenen besinlerden en fazla enerjiyi
nasıl elde edeceklerini ve bu enerjiyi en verimli nasıl kullanacaklarını bu
plan sayesinde bilirler.
*Kendisi
de etten oluşan midenin, etleri sindiren asitler salgılarken kendisini
parçalamayan bir sisteme sahip olması, kesilen derinin onarımında kanın pıhtılaşması
için 20 kadar enzimin harekete geçmesi, DNA'da kayıtlı tedbirlerden sadece birkaçıdır.
*Hücreler
arasındaki üstün bir haberleşme sistemi olan ve tüm vücut dengelerinin
ayarlanmasını sağlayan hormonal sistem de, DNA'da belirlenmiş bilgiler doğrultusunda
işlev görür. Vücutta hangi maddelerin ne kadar kullanılacağı, fazlasının nasıl depolanacağı
ya da vücuttan nasıl atılacağı da bu belirli plan dahilindedir.
*Diğer
taraftan DNA, bağışıklık sistemindeki hücreler arasında bilgi alışverişinin nasıl
yapılacağını da belirler. Örneğin yara gibi bir doku bozukluğu söz konusu olduğunda,
bağışıklık sistemine ait reaksiyonlar başlar. Savunma hücreleri, yaradan nüfuz
eden mikroplara karşı saldırıda bulunabilmek için en kısa zamanda yer tespiti
yaparlar. Sonra tehlike oluşturan durumu analiz ederek, mikroplara karşı savaşı
başlatan mesajlar gönderirler.
1- Dolaşım sistemi, Bu sistemlerin de, yapılarından, görevlerine her türlü bilgi, DNA'da mevcuttur. |
Daha
üzerine kütüphanelerce bilgi yazılabilecek detay içeren insan vücudunun bilinen
ve henüz bilinmeyen incelikleri, DNA olarak ifade edilen bilgi bankasında kayıtlı
bir planın parçalarıdır. Kısacası DNA'lar, canlılarda adeta mimar, mühendis,
koku eksperi, botanikçi, laborant, iç mimar, desinatör, ressam, doktor ve daha
saymakla bitiremeyeceğimiz birçok usta sanatçı ve bilim adamının görevini
üstlenen bir planlama merkezi olarak görev alırlar. Bu satırları okumanız,
görmeniz, nefes almanız, düşünmeniz, kısaca var olmanız ve varlığınızı
sürdürmeniz için her an görev başında olan bu molekülleri Yüce Rabbimiz Allah
yaratmaktadır ve her an denetimi altında tutmaktadır. Bu gerçek, bir Kuran
ayetinde şöyle bildirilir:
"Ben
gerçekten, benim de Rabbim, sizin de Rabbiniz olan Allah'a tevekkül ettim.
O'nun, alnından yakalayıp-denetlemediği hiçbir canlı yoktur. Muhakkak benim
Rabbim, dosdoğru bir yol üzerinedir (dosdoğru yolda olanı korumaktadır.)"
(Hud Suresi, 56)
DNA'daki
bilgileri son derece basit bir örnek olan bir kitapla karşılaştıralım. Bir
kitabın kendi kendine ortaya çıkmasının mümkün olmadığı açık bir gerçektir.
Bunun bir şekilde mümkün olduğunu varsayarsak bile, bu kitapta yazılanların
anlamlı bilgiler içermesi kesinlikle ihtimal dışı olacaktır. Prof. Phillip
Johnson bu örnek üzerinden rastgele tesadüflerin böyle bir gücü, becerisi, aklı
olmayacağından şöyle söz etmektedir:
...
hemen hemen herkes harfleri, boşlukları, noktalama işaretlerini rastgele bir şekilde
birleştirerek normal uzunlukta tutarlı ve mantıklı bir kitap meydana getirmenin
aslında imkansız olduğu konusunda hemfikirdir. Hatta "Başlangıçta kelime
vardı" gibi tek bir cümlenin, harflerin ve kelime aralıklarının rastgele
bir karışımının saçılması sonucu ortaya çıkması da tamamen olanaksızdır.13
Kuşkusuz
DNA'daki kayıtlı bilgi "Başlangıçta kelime vardı" cümlesi ile kıyas
edilemeyecek kadar kompleks bir yapıya sahiptir ve bu kompleks yapının kendiliğinden
ya da "tesadüfen" oluşmuş olması kesinlikle mümkün değildir. Üstelik
milyonlarca yıldır, milyarlarca canlının sahip olduğu trilyonlarca DNA,
mükemmel bir sistemle şifrelenmekte, gözle görülmeyecek kadar küçük bir mekana
sığdırılmakta ve en akılcı şekilde kullanılmaktadır. Öyleyse insanı da, onun
hücresini de, DNA'sını da kusursuz ve mükemmel bir şekilde planlayıp düzenleyen
bir Yaratıcı vardır. O Yaratıcı sonsuz güç sahibi Allah'tır. Bunun aksini iddia
etmek, gerçekleri, aklı ve mantığı yok saymaktır.
Oysa,
harflerin kendi kendilerine dizilip üç küçük kelimeyi bile yazabilmelerinin
imkansız olduğunu hemen söyleyecek birçok kişi, milyarlarca atomun tek tek özel
bir dizilimle biraraya gelip kütüphanelerce bilgiye sahip bir molekül oluşturmasının
"tesadüfler" sonucu olduğu aldatmacasını itiraz etmeden
dinleyebilmektedir. İşte bunun tek nedeni Darwinizm'e olan körü körüne bağlılıktır.
Bu tutucu bağlılık, zeka sahibi kimi insanların apaçık olan Yaratılış gerçeğini
görmelerini engellemekte, onları en akıl dışı inanışlara yöneltmektedir. Bu ön
yargıdan kurtulan, aklı ve vicdanı ile düşünen her insan, DNA gibi sınırsız bir
bilgi bankasının ancak Allah'ın yaratmasıyla var olabileceğini açıkça
görecektir.
Ne
zaman onlara: "Allah'ın indirdiklerine uyun" denilse, onlar:
"Hayır, biz, atalarımızı üzerinde bulduğumuz şeye (geleneğe) uyarız"
derler. (Peki) Ya atalarının aklı bir şeye ermez ve doğru yolu da bulamamış
idiyseler? İnkar edenlerin örneği bağırıp çağırmadan başka bir şey işitmeyip
(duyduğu veya bağırdığı şeyin anlamını bilmeyen ve sürekli) haykıran (bir
hayvan)ın örneği gibidir. Onlar, sağırdırlar, dilsizdirler, kördürler; bundan
dolayı akıl erdiremezler. (Bakara Suresi, 170-171)
Yorumlar
Yorum Gönder